Yasin Suresi

Yasin Suresi 1. Ayet

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَـٰنِ ٱلرَّحِیمِ یسۤ

Latince Okunuşu : yâ-sîn.

Meali : Ya Sin.

Yasin Suresi 2. Ayet

وَٱلۡقُرۡءَانِ ٱلۡحَكِیمِ

Latince Okunuşu : velḳur'âni-lḥakîm.

Meali : Andolsun, beyanında hikmet, hükmünde metanet olan Kur'an'a.

Yasin Suresi 3. Ayet

إِنَّكَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِینَ

Latince Okunuşu : inneke lemine-lmurselîn.

Meali : Şüphe yok ki sen, gönderilenlerdensin.

Yasin Suresi 4. Ayet

عَلَىٰ صِرَ ٰ⁠طࣲ مُّسۡتَقِیمࣲ

Latince Okunuşu : `alâ ṣirâṭim musteḳîm.

Meali : Doğru bir yoldasın.

Yasin Suresi 5. Ayet

تَنزِیلَ ٱلۡعَزِیزِ ٱلرَّحِیمِ

Latince Okunuşu : tenzîle-l`azîzi-rraḥîm.

Meali : Üstün ve rahim tarafından indirilmiştir.

Yasin Suresi 6. Ayet

لِتُنذِرَ قَوۡمࣰا مَّاۤ أُنذِرَ ءَابَاۤؤُهُمۡ فَهُمۡ غَـٰفِلُونَ

Latince Okunuşu : litunẕira ḳavmem mâ unẕira âbâuhum fehum ğâfilûn.

Meali : Korkutman için, ataları korkutulmamış topluluğu; onlardır gafil olanlar.

Yasin Suresi 7. Ayet

لَقَدۡ حَقَّ ٱلۡقَوۡلُ عَلَىٰۤ أَكۡثَرِهِمۡ فَهُمۡ لَا یُؤۡمِنُونَ

Latince Okunuşu : leḳad ḥaḳḳa-lḳavlu `alâ ekŝerihim fehum lâ yu'minûn.

Meali : Andolsun ki onların çoğu hakkında şu söz gerçekleşmiştir: Onlardır inanmayanlar.

Yasin Suresi 8. Ayet

إِنَّا جَعَلۡنَا فِیۤ أَعۡنَـٰقِهِمۡ أَغۡلَـٰلࣰا فَهِیَ إِلَى ٱلۡأَذۡقَانِ فَهُم مُّقۡمَحُونَ

Latince Okunuşu : innâ ce`alnâ fî a`nâḳihim ağlâlen fehiye ile-l'eẕḳâni fehum muḳmeḥûn.

Meali : Şüphe yok ki biz, boyunlarına laleler vurduk, elleri, adeta çenelerine kenetlendi lalelerle, bu yüzden onlar, başlarını dimdik tutarlar.

Yasin Suresi 9. Ayet

وَجَعَلۡنَا مِنۢ بَیۡنِ أَیۡدِیهِمۡ سَدࣰّا وَمِنۡ خَلۡفِهِمۡ سَدࣰّا فَأَغۡشَیۡنَـٰهُمۡ فَهُمۡ لَا یُبۡصِرُونَ

Latince Okunuşu : vece`alnâ mim beyni eydîhim seddev vemin ḫalfihim sedden feağşeynâhum fehum lâ yubṣirûn.

Meali : Ve önlerine bir set çektik, arkalarına bir set ve gözlerini bağladık da bu yüzden onlar, görmezler.

Yasin Suresi 10. Ayet

وَسَوَاۤءٌ عَلَیۡهِمۡ ءَأَنذَرۡتَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تُنذِرۡهُمۡ لَا یُؤۡمِنُونَ

Latince Okunuşu : vesevâun `aleyhim eenẕertehum em lem tunẕirhum lâ yu'minûn.

Meali : Ve birdir onlara korkutsan da, korkutmasan da; onlar, inanmazlar.

Yasin Suresi 11. Ayet

إِنَّمَا تُنذِرُ مَنِ ٱتَّبَعَ ٱلذِّكۡرَ وَخَشِیَ ٱلرَّحۡمَـٰنَ بِٱلۡغَیۡبِۖ فَبَشِّرۡهُ بِمَغۡفِرَةࣲ وَأَجۡرࣲ كَرِیمٍ

Latince Okunuşu : innemâ tunẕiru meni-ttebe`a-ẕẕikra veḫaşiye-rraḥmâne bilğayb. febeşşirhu bimağfirativ veecrin kerîm.

Meali : Sen, ancak Kur'an'a uyan ve rahmandan, halk görmese de korkan kişiyi korkutabilirsin; müjdele onu yarlıganmayla ve güzelim bir mükafatla.

Yasin Suresi 12. Ayet

إِنَّا نَحۡنُ نُحۡیِ ٱلۡمَوۡتَىٰ وَنَكۡتُبُ مَا قَدَّمُوا۟ وَءَاثَـٰرَهُمۡۚ وَكُلَّ شَیۡءٍ أَحۡصَیۡنَـٰهُ فِیۤ إِمَامࣲ مُّبِینࣲ

Latince Okunuşu : innâ naḥnu nuḥyi-lmevtâ venektubu mâ ḳaddemû veâŝârahum. vekulle şey'in aḥṣaynâhu fî imâmim mubîn.

Meali : Şüphe yok ki biz, ölüyü diriltiriz ve yazarız önceden, dünyada yaptıklarını ve sonradan bıraktıkları izleri ve her şeyi apaçık bir kitapta sayıp yazdık, takdir ettik.

Yasin Suresi 13. Ayet

وَٱضۡرِبۡ لَهُم مَّثَلًا أَصۡحَـٰبَ ٱلۡقَرۡیَةِ إِذۡ جَاۤءَهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ

Latince Okunuşu : vaḍrib lehum meŝelen aṣḥâbe-lḳaryeh. iẕ câehe-lmurselûn.

Meali : Örnek getir onlara o şehir halkını; hani oraya peygamberler gelmişti.

Yasin Suresi 14. Ayet

إِذۡ أَرۡسَلۡنَاۤ إِلَیۡهِمُ ٱثۡنَیۡنِ فَكَذَّبُوهُمَا فَعَزَّزۡنَا بِثَالِثࣲ فَقَالُوۤا۟ إِنَّاۤ إِلَیۡكُم مُّرۡسَلُونَ

Latince Okunuşu : iẕ erselnâ ileyhimu-ŝneyni fekeẕẕebûhumâ fe`azzeznâ biŝâliŝin feḳâlû innâ ileykum murselûn.

Meali : Hani onlara iki kişi göndermiştik de onları yalanlamışlardı, derken bir üçüncü kişiyle kuvvetlendirmiştik onları da şüphe yok ki demişlerdi, biz, size gönderilmiş peygamberleriz.

Yasin Suresi 15. Ayet

قَالُوا۟ مَاۤ أَنتُمۡ إِلَّا بَشَرࣱ مِّثۡلُنَا وَمَاۤ أَنزَلَ ٱلرَّحۡمَـٰنُ مِن شَیۡءٍ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا تَكۡذِبُونَ

Latince Okunuşu : ḳâlû mâ entum illâ beşerum miŝlunâ vemâ enzele-rraḥmânu min şey'in in entum illâ tekẕibûn.

Meali : Onlar, siz demişlerdi, ancak bizim gibi insansınız ve rahman da hiçbir şey indirmemiştir, siz, ancak yalan söylemektesiniz.

Yasin Suresi 16. Ayet

قَالُوا۟ رَبُّنَا یَعۡلَمُ إِنَّاۤ إِلَیۡكُمۡ لَمُرۡسَلُونَ

Latince Okunuşu : ḳâlû rabbunâ ya`lemu innâ ileykum lemurselûn.

Meali : Rabbimiz bilir ki demişlerdi, şüphe yok, biz size gönderildik elbet.

Yasin Suresi 17. Ayet

وَمَا عَلَیۡنَاۤ إِلَّا ٱلۡبَلَـٰغُ ٱلۡمُبِینُ

Latince Okunuşu : vemâ `aleynâ ille-lbelâğu-lmubîn.

Meali : Ve bize düşen vazife, ancak apaçık tebliğden ibaret.

Yasin Suresi 18. Ayet

قَالُوۤا۟ إِنَّا تَطَیَّرۡنَا بِكُمۡۖ لَىِٕن لَّمۡ تَنتَهُوا۟ لَنَرۡجُمَنَّكُمۡ وَلَیَمَسَّنَّكُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِیمࣱ

Latince Okunuşu : ḳâlû innâ teṭayyernâ bikum. leil lem tentehû lenercumennekum veleyemessennekum minnâ `aẕâbun elîm.

Meali : Demişlerdi ki: Gerçekten de sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğramadayız, andolsun ki bu işten vazgeçmezseniz elbette taşlarız sizi ve elbette bizden, elemli bir azaba uğrarsınız.

Yasin Suresi 19. Ayet

قَالُوا۟ طَـٰۤىِٕرُكُم مَّعَكُمۡ أَىِٕن ذُكِّرۡتُمۚ بَلۡ أَنتُمۡ قَوۡمࣱ مُّسۡرِفُونَ

Latince Okunuşu : ḳâlû ṭâirukum me`akum. ein ẕukkirtum. bel entum ḳavmum musrifûn.

Meali : Onlar da, uğursuzluğunuz demişlerdi, kendinizden; öğüt verilirse de mi yapacaksınız bunu? Hayır, siz, haddi aşmış bir topluluksunuz.

Yasin Suresi 20. Ayet

وَجَاۤءَ مِنۡ أَقۡصَا ٱلۡمَدِینَةِ رَجُلࣱ یَسۡعَىٰ قَالَ یَـٰقَوۡمِ ٱتَّبِعُوا۟ ٱلۡمُرۡسَلِینَ

Latince Okunuşu : vecâe min aḳṣe-lmedîneti raculuy yes`â ḳâle yâ ḳavmi-ttebi`u-lmurselîn.

Meali : Ve şehrin ta öte ucundan birisi, koşarak gelmişti de ey kavmim demişti, uyun peygamberlere.

Yasin Suresi 21. Ayet

ٱتَّبِعُوا۟ مَن لَّا یَسۡـَٔلُكُمۡ أَجۡرࣰا وَهُم مُّهۡتَدُونَ

Latince Okunuşu : ittebi`û mel lâ yes'elukum ecrav vehum muhtedûn.

Meali : Uyun sizden hiçbir ücret istemeyenlere ve onlardır doğru yolu bulanlar.

Yasin Suresi 22. Ayet

وَمَا لِیَ لَاۤ أَعۡبُدُ ٱلَّذِی فَطَرَنِی وَإِلَیۡهِ تُرۡجَعُونَ

Latince Okunuşu : vemâ liye lâ a`budu-lleẕî feṭaranî veileyhi turce`ûn.

Meali : Ve ne olmuş bana da beni yaratana kulluk etmeyecekmişim ve siz de, sonunda dönüp onun tapısına gideceksiniz.

Yasin Suresi 23. Ayet

ءَأَتَّخِذُ مِن دُونِهِۦۤ ءَالِهَةً إِن یُرِدۡنِ ٱلرَّحۡمَـٰنُ بِضُرࣲّ لَّا تُغۡنِ عَنِّی شَفَـٰعَتُهُمۡ شَیۡـࣰٔا وَلَا یُنقِذُونِ

Latince Okunuşu : eetteḫiẕu min dûnihî âliheten iy yuridni-rraḥmânu biḍurril lâ tuğni `annî şefâ`atuhum şey'ev velâ yunḳiẕûn.

Meali : Onu bırakıp da başka mabutlar mı kabul edeyim? Rahman, bana bir zarar vermeyi isterse onların şefaatleri, bana hiçbir fayda veremeyeceği gibi onlar, beni kurtaramazlar da.

Yasin Suresi 24. Ayet

إِنِّیۤ إِذࣰا لَّفِی ضَلَـٰلࣲ مُّبِینٍ

Latince Okunuşu : innî iẕel lefî ḍalâlim mubîn.

Meali : O vakit şüphe yok ki apaçık bir sapıklık içinde kalırım elbet.

Yasin Suresi 25. Ayet

إِنِّیۤ ءَامَنتُ بِرَبِّكُمۡ فَٱسۡمَعُونِ

Latince Okunuşu : innî âmentu birabbikum fesme`ûn.

Meali : Şüphe yok ki ben, Rabbinize inandım, duyun sözümü.

Yasin Suresi 26. Ayet

قِیلَ ٱدۡخُلِ ٱلۡجَنَّةَۖ قَالَ یَـٰلَیۡتَ قَوۡمِی یَعۡلَمُونَ

Latince Okunuşu : ḳîle-dḫuli-lcenneh. ḳâle yâ leyte ḳavmî ya`lemûn.

Meali : Denildi ki: Gir cennete. Ne olurdu dedi, kavmim de bilseydi.

Yasin Suresi 27. Ayet

بِمَا غَفَرَ لِی رَبِّی وَجَعَلَنِی مِنَ ٱلۡمُكۡرَمِینَ

Latince Okunuşu : bimâ ğafera lî rabbî vece`alenî mine-lmukramîn.

Meali : Ne yüzden Rabbimin beni yarlıgadığını ve yüce derecelere ermişler arasına kattığını.

Yasin Suresi 28. Ayet

۞ وَمَاۤ أَنزَلۡنَا عَلَىٰ قَوۡمِهِۦ مِنۢ بَعۡدِهِۦ مِن جُندࣲ مِّنَ ٱلسَّمَاۤءِ وَمَا كُنَّا مُنزِلِینَ

Latince Okunuşu : vemâ enzelnâ `alâ ḳavmihî mim ba`dihî min cundim mine-ssemâi vemâ kunnâ munzilîn.

Meali : Ve ondan sonra kavmine, gökten asker indirmedik ve helak ettiklerimize bu çeşit asker de indirmemiştik zaten.

Yasin Suresi 29. Ayet

إِن كَانَتۡ إِلَّا صَیۡحَةࣰ وَ ٰ⁠حِدَةࣰ فَإِذَا هُمۡ خَـٰمِدُونَ

Latince Okunuşu : in kânet illâ ṣayḥatev vâḥideten feiẕâ hum ḫâmidûn.

Meali : Azabımız, ancak bir bağrıştan ibaretti, o anda hepsi de sönüp gitti.

Yasin Suresi 30. Ayet

یَـٰحَسۡرَةً عَلَى ٱلۡعِبَادِۚ مَا یَأۡتِیهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا كَانُوا۟ بِهِۦ یَسۡتَهۡزِءُونَ

Latince Okunuşu : yâ ḥasraten `ale-l`ibâd. mâ ye'tîhim mir rasûlin illâ kânû bihî yestehziûn.

Meali : Yazıklar olsun kullara, onlara hiçbir peygamber gelmedi ki onunla alay etmesinler.

Yasin Suresi 31. Ayet

أَلَمۡ یَرَوۡا۟ كَمۡ أَهۡلَكۡنَا قَبۡلَهُم مِّنَ ٱلۡقُرُونِ أَنَّهُمۡ إِلَیۡهِمۡ لَا یَرۡجِعُونَ

Latince Okunuşu : elem yerav kem ehleknâ ḳablehum mine-lḳurûni ennehum ileyhim lâ yerci`ûn.

Meali : Görmediler mi onlardan önce nice ümmetleri helak ettik ki gerçekten de bir daha dünyaya dönmedi onlar.

Yasin Suresi 32. Ayet

وَإِن كُلࣱّ لَّمَّا جَمِیعࣱ لَّدَیۡنَا مُحۡضَرُونَ

Latince Okunuşu : vein kullul lemmâ cemî`ul ledeynâ muḥḍarûn.

Meali : Ve şüphesiz hepsi de tapımıza getirilmiştir onların.

Yasin Suresi 33. Ayet

وَءَایَةࣱ لَّهُمُ ٱلۡأَرۡضُ ٱلۡمَیۡتَةُ أَحۡیَیۡنَـٰهَا وَأَخۡرَجۡنَا مِنۡهَا حَبࣰّا فَمِنۡهُ یَأۡكُلُونَ

Latince Okunuşu : veâyetul lehumu-l'arḍu-lmeyteh. aḥyeynâhâ veaḫracnâ minhâ ḥabben feminhu ye'kulûn.

Meali : Ve bir delildir onlara, ölü yeryüzünü dirilttik ve oradan taneler çıkardık da onları yerler.

Yasin Suresi 34. Ayet

وَجَعَلۡنَا فِیهَا جَنَّـٰتࣲ مِّن نَّخِیلࣲ وَأَعۡنَـٰبࣲ وَفَجَّرۡنَا فِیهَا مِنَ ٱلۡعُیُونِ

Latince Okunuşu : vece`alnâ fîhâ cennâtim min neḫîliv vea`nâbiv vefeccernâ fîhâ mine-l`uyûn.

Meali : Ve orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler halkettik ve orada kaynaklar çıkarıp akıttık.

Yasin Suresi 35. Ayet

لِیَأۡكُلُوا۟ مِن ثَمَرِهِۦ وَمَا عَمِلَتۡهُ أَیۡدِیهِمۡۚ أَفَلَا یَشۡكُرُونَ

Latince Okunuşu : liye'kulû min ŝemerihî vemâ `amilethu eydîhim. efelâ yeşkurûn.

Meali : Yesinler diye kendi elleriyle meydana getirmedikleri o meyveleri, hala mı şükretmezler?

Yasin Suresi 36. Ayet

سُبۡحَـٰنَ ٱلَّذِی خَلَقَ ٱلۡأَزۡوَ ٰ⁠جَ كُلَّهَا مِمَّا تُنۢبِتُ ٱلۡأَرۡضُ وَمِنۡ أَنفُسِهِمۡ وَمِمَّا لَا یَعۡلَمُونَ

Latince Okunuşu : subḥâne-lleẕî ḫaleḳa-l'ezvâce kullehâ mimmâ tumbitu-l'arḍu vemin enfusihim vemimmâ lâ ya`lemûn.

Meali : Şanı yücedir, münezzehtir yerden bitirdiği şeyleri ve kendilerinden meydana gelen çocukları ve daha da bilmedikleri şeyleri çifterçifter halk edenin.

Yasin Suresi 37. Ayet

وَءَایَةࣱ لَّهُمُ ٱلَّیۡلُ نَسۡلَخُ مِنۡهُ ٱلنَّهَارَ فَإِذَا هُم مُّظۡلِمُونَ

Latince Okunuşu : veâyetul lehumu-lleyl. nesleḫu minhu-nnehâra feiẕâ hum mużlimûn.

Meali : Ve bir delildir onlara gece; gündüzü ve güneşin ziyasını çekip sıyırırız ondan da o anda karanlığa dalarlar.

Yasin Suresi 38. Ayet

وَٱلشَّمۡسُ تَجۡرِی لِمُسۡتَقَرࣲّ لَّهَاۚ ذَ ٰ⁠لِكَ تَقۡدِیرُ ٱلۡعَزِیزِ ٱلۡعَلِیمِ

Latince Okunuşu : veşşemsu tecrî limusteḳarril lehâ. ẕâlike taḳdîru-l`azîzi-l`alîm.

Meali : Ve güneş de karar edeceği yere kadar akıp gider bu, üstün, hüküm ve hikmet sahibi mabudun takdiridir.

Yasin Suresi 39. Ayet

وَٱلۡقَمَرَ قَدَّرۡنَـٰهُ مَنَازِلَ حَتَّىٰ عَادَ كَٱلۡعُرۡجُونِ ٱلۡقَدِیمِ

Latince Okunuşu : velḳamera ḳaddernâhu menâzile ḥattâ `âde kel`urcûni-lḳadîm.

Meali : Ve ay için de muayyen zamanlarda konaklar takdir ettik, her devrin sonunda, eski, kuru ve eğri hurma salkımının çöpüne döner.

Yasin Suresi 40. Ayet

لَا ٱلشَّمۡسُ یَنۢبَغِی لَهَاۤ أَن تُدۡرِكَ ٱلۡقَمَرَ وَلَا ٱلَّیۡلُ سَابِقُ ٱلنَّهَارِۚ وَكُلࣱّ فِی فَلَكࣲ یَسۡبَحُونَ

Latince Okunuşu : le-şşemsu yembeğî lehâ en tudrike-lḳamera vele-lleylu sâbiḳu-nnehâr. vekullun fî felekiy yesbeḥûn.

Meali : Ne güneş, aya yetişebilir ve ne gece, gündüzü geçebilir; hepsi de bir gökte yüzüp durur.

Yasin Suresi 41. Ayet

وَءَایَةࣱ لَّهُمۡ أَنَّا حَمَلۡنَا ذُرِّیَّتَهُمۡ فِی ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ

Latince Okunuşu : veâyetul lehum ennâ ḥamelnâ ẕurriyyetehum fi-lfulki-lmeşḥûn.

Meali : Ve onlara bir delil de, soylarını, dopdolu gemide taşımamızdır.

Yasin Suresi 42. Ayet

وَخَلَقۡنَا لَهُم مِّن مِّثۡلِهِۦ مَا یَرۡكَبُونَ

Latince Okunuşu : veḫalaḳnâ lehum mim miŝlihî mâ yerkebûn.

Meali : Ve daha da buna benzer nice binecekleri şeyler yarattık onlara.

Yasin Suresi 43. Ayet

وَإِن نَّشَأۡ نُغۡرِقۡهُمۡ فَلَا صَرِیخَ لَهُمۡ وَلَا هُمۡ یُنقَذُونَ

Latince Okunuşu : vein neşe' nuğriḳhum felâ ṣarîḫa lehum velâ hum yunḳaẕûn.

Meali : Dilersek sulara boğarız onları da ne bir imdatlarına yeten olur, ne de kurtarılır onlar.

Yasin Suresi 44. Ayet

إِلَّا رَحۡمَةࣰ مِّنَّا وَمَتَـٰعًا إِلَىٰ حِینࣲ

Latince Okunuşu : illâ raḥmetem minnâ vemetâ`an ilâ ḥîn.

Meali : Ancak bizden bir rahmet olur ve bir zamanadek yaşayıp geçinmeleri takdir edilmiş bulunursa o başka.

Yasin Suresi 45. Ayet

وَإِذَا قِیلَ لَهُمُ ٱتَّقُوا۟ مَا بَیۡنَ أَیۡدِیكُمۡ وَمَا خَلۡفَكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تُرۡحَمُونَ

Latince Okunuşu : veiẕâ ḳîle lehumu-tteḳû mâ beyne eydîkum vemâ ḫalfekum le`allekum turḥamûn.

Meali : Ve onlara, önünüzde bulunanla ardınızda olan azaptan çekinin de rahmete erin dendi mi.

Yasin Suresi 46. Ayet

وَمَا تَأۡتِیهِم مِّنۡ ءَایَةࣲ مِّنۡ ءَایَـٰتِ رَبِّهِمۡ إِلَّا كَانُوا۟ عَنۡهَا مُعۡرِضِینَ

Latince Okunuşu : vemâ te'tîhim min âyetim min âyâti rabbihim illâ kânû `anhâ mu`riḍîn.

Meali : Ve onlara, Rablerinin delillerinden bir delil geldi mi ancak yüz çevirirler ondan.

Yasin Suresi 47. Ayet

وَإِذَا قِیلَ لَهُمۡ أَنفِقُوا۟ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ قَالَ ٱلَّذِینَ كَفَرُوا۟ لِلَّذِینَ ءَامَنُوۤا۟ أَنُطۡعِمُ مَن لَّوۡ یَشَاۤءُ ٱللَّهُ أَطۡعَمَهُۥۤ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا فِی ضَلَـٰلࣲ مُّبِینࣲ

Latince Okunuşu : veiẕâ ḳîle lehum enfiḳû mimmâ razeḳakumu-llâhu ḳâle-lleẕîne keferû lilleẕîne âmenû enuṭ`imu mel lev yeşâu-llâhu aṭ`ameh. in entum illâ fî ḍalâlim mubîn.

Meali : Ve onlara, Allah'ın, sizi rızıklandırdığı şeylerin bir kısmını hayır yoluna harcayın dendi mi kafir olanlar, inananlara derler ki: Dileseydi Allah doyururdu onu, biz mi doyuralım? Siz, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz.

Yasin Suresi 48. Ayet

وَیَقُولُونَ مَتَىٰ هَـٰذَا ٱلۡوَعۡدُ إِن كُنتُمۡ صَـٰدِقِینَ

Latince Okunuşu : veyeḳûlûne metâ hâẕe-lva`du in kuntum ṣâdiḳîn.

Meali : Ve derler ki: Bu vait, ne vakit yerine gelecek doğru söylüyorsanız?

Yasin Suresi 49. Ayet

مَا یَنظُرُونَ إِلَّا صَیۡحَةࣰ وَ ٰ⁠حِدَةࣰ تَأۡخُذُهُمۡ وَهُمۡ یَخِصِّمُونَ

Latince Okunuşu : mâ yenżurûne illâ ṣayḥatev vâḥideten te'ḫuẕuhum vehum yeḫiṣṣimûn.

Meali : Bir tek bağrıştan başka bir şey beklemiyor onlar, ansızın helak ediverir onları birbirleriyle düşmanlık edip dururlarken.

Yasin Suresi 50. Ayet

فَلَا یَسۡتَطِیعُونَ تَوۡصِیَةࣰ وَلَاۤ إِلَىٰۤ أَهۡلِهِمۡ یَرۡجِعُونَ

Latince Okunuşu : felâ yesteṭî`ûne tevṣiyetev velâ ilâ ehlihim yerci`ûn.

Meali : Derken bir vasiyette bile bulunmaya imkan bulamazlar ve ailelerine bile dönemezler.

Yasin Suresi 51. Ayet

وَنُفِخَ فِی ٱلصُّورِ فَإِذَا هُم مِّنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ إِلَىٰ رَبِّهِمۡ یَنسِلُونَ

Latince Okunuşu : venufiḫa fi-ṣṣûri feiẕâ hum mine-l'ecdâŝi ilâ rabbihim yensilûn.

Meali : Ve Sur üfürülmüştür de o anda kabirlerinden çıkıp Rablerinin tapısına koşuyorlar.

Yasin Suresi 52. Ayet

قَالُوا۟ یَـٰوَیۡلَنَا مَنۢ بَعَثَنَا مِن مَّرۡقَدِنَاۜۗ هَـٰذَا مَا وَعَدَ ٱلرَّحۡمَـٰنُ وَصَدَقَ ٱلۡمُرۡسَلُونَ

Latince Okunuşu : ḳâlû yâ veylenâ mem be`aŝenâ mim merḳadinâ. hâẕâ mâ ve`ade-rraḥmânu veṣadeḳa-lmurselûn.

Meali : Ve demişlerdir ki: Yazıklar olsun bize, kim kaldırdı bizi uyuduğumuz yerden; bu, rahmanın bize vaadettiği şey ve peygamberler gerçek söylemişler.

Yasin Suresi 53. Ayet

إِن كَانَتۡ إِلَّا صَیۡحَةࣰ وَ ٰ⁠حِدَةࣰ فَإِذَا هُمۡ جَمِیعࣱ لَّدَیۡنَا مُحۡضَرُونَ

Latince Okunuşu : in kânet illâ ṣayḥatev vâḥideten feiẕâ hum cemî`ul ledeynâ muḥḍarûn.

Meali : Bu, ancak bir bağrıştan ibaret, derken onların hepsi, tapımızda hazır bulunmadalar.

Yasin Suresi 54. Ayet

فَٱلۡیَوۡمَ لَا تُظۡلَمُ نَفۡسࣱ شَیۡـࣰٔا وَلَا تُجۡزَوۡنَ إِلَّا مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ

Latince Okunuşu : felyevme lâ tużlemu nefsun şey'ev velâ tuczevne illâ mâ kuntum ta`melûn.

Meali : Gerçekten de bugün, hiç kimseye, hiçbir suretle zulmedilmez ve size de, ancak yaptığınız şeylerin karşılığı verilir.

Yasin Suresi 55. Ayet

إِنَّ أَصۡحَـٰبَ ٱلۡجَنَّةِ ٱلۡیَوۡمَ فِی شُغُلࣲ فَـٰكِهُونَ

Latince Okunuşu : inne aṣḥâbe-lcennehi-lyevme fî şuğulin fâkihûn.

Meali : Şüphe yok ki cennet ehli bugün, nimetler içinde sevinç ve ferah içindedir.

Yasin Suresi 56. Ayet

هُمۡ وَأَزۡوَ ٰ⁠جُهُمۡ فِی ظِلَـٰلٍ عَلَى ٱلۡأَرَاۤىِٕكِ مُتَّكِـُٔونَ

Latince Okunuşu : hum veezvâcuhum fî żilâlin `ale-l'erâiki muttekiûn.

Meali : Onlar da, eşleri de, gölgeliklerde, tahtlara oturup dayanmışlardır.

Yasin Suresi 57. Ayet

لَهُمۡ فِیهَا فَـٰكِهَةࣱ وَلَهُم مَّا یَدَّعُونَ

Latince Okunuşu : lehum fîhâ fâkihetuv velehum mâ yedde`ûn.

Meali : Onlarındır orada yemişler ve onlarındır diledikleri her şey.

Yasin Suresi 58. Ayet

سَلَـٰمࣱ قَوۡلࣰا مِّن رَّبࣲّ رَّحِیمࣲ

Latince Okunuşu : selâmun ḳavlem mir rabbir raḥîm.

Meali : Onlara, rahim Rabden söylenen söz de esenlik size sözüdür.

Yasin Suresi 59. Ayet

وَٱمۡتَـٰزُوا۟ ٱلۡیَوۡمَ أَیُّهَا ٱلۡمُجۡرِمُونَ

Latince Okunuşu : vemtâzu-lyevme eyyuhe-lmucrimûn.

Meali : Ayrılın bugün ey suçlular.

Yasin Suresi 60. Ayet

۞ أَلَمۡ أَعۡهَدۡ إِلَیۡكُمۡ یَـٰبَنِیۤ ءَادَمَ أَن لَّا تَعۡبُدُوا۟ ٱلشَّیۡطَـٰنَۖ إِنَّهُۥ لَكُمۡ عَدُوࣱّ مُّبِینࣱ

Latince Okunuşu : elem a`hed ileykum yâ benî âdeme el lâ ta`budu-şşeyṭân. innehû lekum `aduvvum mubîn.

Meali : Ey Âdem oğulları, sakın Şeytan'a kulluk etmeyin, şüphe yok ki o, apaçık bir düşmandır size diye emredip söz almadı mı sizden?

Yasin Suresi 61. Ayet

وَأَنِ ٱعۡبُدُونِیۚ هَـٰذَا صِرَ ٰ⁠طࣱ مُّسۡتَقِیمࣱ

Latince Okunuşu : veeni-`budûnî. hâẕâ ṣirâṭum musteḳîm.

Meali : Ve bana kulluk edin ancak, budur doğru yol.

Yasin Suresi 62. Ayet

وَلَقَدۡ أَضَلَّ مِنكُمۡ جِبِلࣰّا كَثِیرًاۖ أَفَلَمۡ تَكُونُوا۟ تَعۡقِلُونَ

Latince Okunuşu : veleḳad eḍalle minkum cibillen keŝîrâ. efelem tekûnû ta`ḳilûn.

Meali : Ve andolsun ki sizden birçok halk yığınını doğru yoldan saptırdı o, aklınız mı yoktu da akıl edemediniz?

Yasin Suresi 63. Ayet

هَـٰذِهِۦ جَهَنَّمُ ٱلَّتِی كُنتُمۡ تُوعَدُونَ

Latince Okunuşu : hâẕihî cehennemu-lletî kuntum tû`adûn.

Meali : Budur o cehennem ki size vaadedilmişti.

Yasin Suresi 64. Ayet

ٱصۡلَوۡهَا ٱلۡیَوۡمَ بِمَا كُنتُمۡ تَكۡفُرُونَ

Latince Okunuşu : iṣlevhe-lyevme bimâ kuntum tekfurûn.

Meali : Girin mutlaka oraya kafir olduğunuza karşılık.

Yasin Suresi 65. Ayet

ٱلۡیَوۡمَ نَخۡتِمُ عَلَىٰۤ أَفۡوَ ٰ⁠هِهِمۡ وَتُكَلِّمُنَاۤ أَیۡدِیهِمۡ وَتَشۡهَدُ أَرۡجُلُهُم بِمَا كَانُوا۟ یَكۡسِبُونَ

Latince Okunuşu : elyevme naḫtimu `alâ efvâhihim vetukellimunâ eydîhim veteşhedu erculuhum bimâ kânû yeksibûn.

Meali : O gün, ağızlarını mühürleriz ve ne kazandılarsa elleri, söyler bize ve tanıklık eder ayakları.

Yasin Suresi 66. Ayet

وَلَوۡ نَشَاۤءُ لَطَمَسۡنَا عَلَىٰۤ أَعۡیُنِهِمۡ فَٱسۡتَبَقُوا۟ ٱلصِّرَ ٰ⁠طَ فَأَنَّىٰ یُبۡصِرُونَ

Latince Okunuşu : velev neşâu leṭamesnâ `alâ a`yunihim festebeḳu-ṣṣirâṭa feennâ yubṣirûn.

Meali : Ve dileseydik onları kör ederdik de doğru yolu ararlar, bulamazlardı, nasıl görebilirlerdi ki?

Yasin Suresi 67. Ayet

وَلَوۡ نَشَاۤءُ لَمَسَخۡنَـٰهُمۡ عَلَىٰ مَكَانَتِهِمۡ فَمَا ٱسۡتَطَـٰعُوا۟ مُضِیࣰّا وَلَا یَرۡجِعُونَ

Latince Okunuşu : velev neşâu lemesaḫnâhum `alâ mekânetihim feme-steṭâ`û muḍiyyev velâ yerci`ûn.

Meali : Ve dileseydik onları çarpıp, durdukları yerde bir başka şekle sokardık da kalakalırlardı, ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi, ne geriye dönmeye.

Yasin Suresi 68. Ayet

وَمَن نُّعَمِّرۡهُ نُنَكِّسۡهُ فِی ٱلۡخَلۡقِۚ أَفَلَا یَعۡقِلُونَ

Latince Okunuşu : vemen nu`ammirhu nunekkishu fi-lḫalḳ. efelâ ya`ḳilûn.

Meali : Ve kimin ömrünü uzatırsak yaratılışta adeta geriye döndürürüz onu, çocuklaşır; hala mı akıl etmezler?

Yasin Suresi 69. Ayet

وَمَا عَلَّمۡنَـٰهُ ٱلشِّعۡرَ وَمَا یَنۢبَغِی لَهُۥۤۚ إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرࣱ وَقُرۡءَانࣱ مُّبِینࣱ

Latince Okunuşu : vemâ `allemnâhu-şşi`ra vemâ yembeğî leh. in huve illâ ẕikruv veḳur'ânum mubîn.

Meali : Ve biz, ona şiir belletmedik ve bu, ona yakışmaz da; bu, ancak bir öğüttür ve her şeyi açıklayan Kur'an.

Yasin Suresi 70. Ayet

لِّیُنذِرَ مَن كَانَ حَیࣰّا وَیَحِقَّ ٱلۡقَوۡلُ عَلَى ٱلۡكَـٰفِرِینَ

Latince Okunuşu : liyunẕira men kâne ḥayyev veyeḥiḳḳa-lḳavlu `ale-lkâfirîn.

Meali : Diri olanı korkutması ve kafirler hakkındaki sözün gerçeğe çıkması için.

Yasin Suresi 71. Ayet

أَوَلَمۡ یَرَوۡا۟ أَنَّا خَلَقۡنَا لَهُم مِّمَّا عَمِلَتۡ أَیۡدِینَاۤ أَنۡعَـٰمࣰا فَهُمۡ لَهَا مَـٰلِكُونَ

Latince Okunuşu : evelem yerav ennâ ḫalaḳnâ lehum mimmâ `amilet eydînâ en`âmen fehum lehâ mâlikûn.

Meali : Görmediler mi ki kudretimizle yapıp meydana getirdiklerimizden davarlar halkettik onlara ve onlar da bu davarlara sahib oldular.

Yasin Suresi 72. Ayet

وَذَلَّلۡنَـٰهَا لَهُمۡ فَمِنۡهَا رَكُوبُهُمۡ وَمِنۡهَا یَأۡكُلُونَ

Latince Okunuşu : veẕellelnâhâ lehum feminhâ rakûbuhum veminhâ ye'kulûn.

Meali : Ve bu davarları onlara münkad ettik de binecekleri hayvanlar da onlardan ve onların bazısını da yerler.

Yasin Suresi 73. Ayet

وَلَهُمۡ فِیهَا مَنَـٰفِعُ وَمَشَارِبُۚ أَفَلَا یَشۡكُرُونَ

Latince Okunuşu : velehum fîhâ menâfi`u vemeşârib. efelâ yeşkurûn.

Meali : Ve daha da nice menfaatleri var onlarda ve içecekleri de onlardan meydana gelmede; hala mı şükretmezler?

Yasin Suresi 74. Ayet

وَٱتَّخَذُوا۟ مِن دُونِ ٱللَّهِ ءَالِهَةࣰ لَّعَلَّهُمۡ یُنصَرُونَ

Latince Okunuşu : vetteḫaẕû min dûni-llâhi âlihetel le`allehum yunṣarûn.

Meali : Ve bir yardıma ermek için Allah'ı bırakırlar da başka mabutlar kabul ederler.

Yasin Suresi 75. Ayet

لَا یَسۡتَطِیعُونَ نَصۡرَهُمۡ وَهُمۡ لَهُمۡ جُندࣱ مُّحۡضَرُونَ

Latince Okunuşu : lâ yesteṭî`ûne naṣrahum vehum lehum cundum muḥḍarûn.

Meali : Onların, güçleri yetmez yardım etmeye onlara ve asıl onlardır o uydurma mabutların hizmetine hazırlanmış askerler.

Yasin Suresi 76. Ayet

فَلَا یَحۡزُنكَ قَوۡلُهُمۡۘ إِنَّا نَعۡلَمُ مَا یُسِرُّونَ وَمَا یُعۡلِنُونَ

Latince Okunuşu : felâ yaḥzunke ḳavluhum. innâ na`lemu mâ yusirrûne vemâ yu`linûn.

Meali : Mahzun etmesin seni onların sözleri; şüphe yok ki biz, gizlediklerini de biliriz, açığa vurduklarını da.

Yasin Suresi 77. Ayet

أَوَلَمۡ یَرَ ٱلۡإِنسَـٰنُ أَنَّا خَلَقۡنَـٰهُ مِن نُّطۡفَةࣲ فَإِذَا هُوَ خَصِیمࣱ مُّبِینࣱ

Latince Okunuşu : evelem yera-l'insânu ennâ ḫalaḳnâhu min nuṭfetin feiẕâ huve ḫaṣîmum mubîn.

Meali : İnsan, kendisini, hiç şüphesiz bir katre sudan yarattığımızı görmedi mi de şimdi o, apaçık bir düşman olmaya kalkışmada.

Yasin Suresi 78. Ayet

وَضَرَبَ لَنَا مَثَلࣰا وَنَسِیَ خَلۡقَهُۥۖ قَالَ مَن یُحۡیِ ٱلۡعِظَـٰمَ وَهِیَ رَمِیمࣱ

Latince Okunuşu : veḍarabe lenâ meŝelev venesiye ḫalḳah. ḳâle mey yuḥyi-l`iżâme vehiye ramîm.

Meali : Ve bize bir örnek getirmede ve yaratılışını da unutmada, çürüyüp dağılmış kemikleri kim diriltir demede.

Yasin Suresi 79. Ayet

قُلۡ یُحۡیِیهَا ٱلَّذِیۤ أَنشَأَهَاۤ أَوَّلَ مَرَّةࣲۖ وَهُوَ بِكُلِّ خَلۡقٍ عَلِیمٌ

Latince Okunuşu : ḳul yuḥyîhe-lleẕî enşeehâ evvele merrah. vehuve bikulli ḫalḳin `alîm.

Meali : De ki: Onu ilk defa yapıp meydana getiren diriltir ve o, her çeşit yaratmayı bilir.

Yasin Suresi 80. Ayet

ٱلَّذِی جَعَلَ لَكُم مِّنَ ٱلشَّجَرِ ٱلۡأَخۡضَرِ نَارࣰا فَإِذَاۤ أَنتُم مِّنۡهُ تُوقِدُونَ

Latince Okunuşu : elleẕî ce`ale lekum mine-şşeceri-l'aḫḍari nâran feiẕâ entum minhu tûḳidûn.

Meali : Öyle bir mabuttur ki size, yemyeşil ağaçtan ateş halketmiştir de ateşlerinizi onunla yakarsınız.

Yasin Suresi 81. Ayet

أَوَلَیۡسَ ٱلَّذِی خَلَقَ ٱلسَّمَـٰوَ ٰ⁠تِ وَٱلۡأَرۡضَ بِقَـٰدِرٍ عَلَىٰۤ أَن یَخۡلُقَ مِثۡلَهُمۚ بَلَىٰ وَهُوَ ٱلۡخَلَّـٰقُ ٱلۡعَلِیمُ

Latince Okunuşu : eveleyse-lleẕî ḫaleḳa-ssemâvâti vel'arḍa biḳâdirin `alâ ey yaḫluḳa miŝlehum. belâ vehuve-lḫallâḳu-l`alîm.

Meali : Gökleri ve yeryüzünü yaratanın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet ve o, her şeyi yaratan mabuttur, her şeyi bilir.

Yasin Suresi 82. Ayet

إِنَّمَاۤ أَمۡرُهُۥۤ إِذَاۤ أَرَادَ شَیۡـًٔا أَن یَقُولَ لَهُۥ كُن فَیَكُونُ

Latince Okunuşu : innemâ emruhû iẕâ erâde şey'en ey yeḳûle lehû kun feyekûn.

Meali : Emri, bir şeyin yaratılmasına taalluk eder, birşeyi yaratmayı dilerse ona ol der, hemen oluverir.

Yasin Suresi 83. Ayet

فَسُبۡحَـٰنَ ٱلَّذِی بِیَدِهِۦ مَلَكُوتُ كُلِّ شَیۡءࣲ وَإِلَیۡهِ تُرۡجَعُونَ

Latince Okunuşu : fesubḥâne-lleẕî biyedihî melekûtu kulli şey'iv veileyhi turce`ûn.

Meali : Yücedir, münezzehtir o mabut ki her şeyin tasarrufu ve tedbiri, onun elindedir ve hepiniz de dönüp onun tapısına varacaksınız.